İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | embarrassing moments i. | utanç verici anlar | ||
That would have saved the world community a great deal of money, time and embarrassing moments. Bu, dünya kamuoyunu büyük miktarda para, zaman ve utanç verici anlardan kurtarabilirdi. More Sentences |
||||
Genel | embarrassing moments i. | utandırıcı anlar |